Paris Premiere Vision notları…

Spread the love
Ece Çağdaş / İstanbul Teknik Üniversitesi Moda Tasarımı Öğrencisi

Dünyanın dört biryanından ziyaretçi akınına uğrayan Paris Premiere Vision kumaş fuarını (bu yıl benimde ziyaretçi olarak katıldığım) ’’ Paris Premiere Vision ’dan gelip Türkiye sınırlarına takılanlar’’ başlıklı ana temamda ele alıyorum, diğer deyişiyle iz bırakanları ilk izlenimimle yazıyorum.
Paris Premiere Vision ’ı diğer kumaş fuarlarından ayıran en önemli belki de tek özelliği, en az kumaş üreticileri kadar tasarım dünyasının ünlü isimlerinin de takip etmesi. Premiere Vision, tamamen kumaş trendleri yaymak, firmaların uluslararası platformda ne seviyede olduklarını görmek için düzenleniyor izlenimini verdi bana. Fuarda % 20 renklerin cümbüşü ise % 20 kumaşların teknik özellikleri çevreci oluşları dominanttı. Bu iki özelliği bir önceki yazımda da sizlerle paylaşmıştım. Çeşitli trend alanlarında firmalar kumaş samplelarını eklemişlerdi ve bu kumaş firmalarının hangi hallde oldukları kumaş özellikleri kısa çaplı firma bilgileri yer almaktaydı. Organik kumaş olarak Scafe isminde bir firma kahve çekirdeğini hammadde gibi ele almış ve çekirdeği boyar madde haline dönüştürüp iplikleri eleme işlemiyle boyayıp tamamen organik bir kumaş yapmıştı ve bu ilk kez Premiere Vision’da tanıtılmıştı. Mottoları ‘’Drink it Wear it’’ sloganıydı.
Yine kumaş yapısı geliştirme üzerinden devam edecek olursak farklı performans kodları da oldukça ilgi çekiyordu. ‘Recycled’, ’Anti UV’, ‘’Reflecting’, ‘Easy Care’, ‘ Stain Resistance’ , ‘Eco-Friendly Finishing’ ve ‘Organic&Biologic’ v.b gibi Türkiye’ye yeni gelmiş henüz tanışmadığımız çok çeşitli performans özelliklerini barındıran kumaşlar tipleri vardı.
İlkbahar-Yaz 2014 temaları da açıklandı tabi. Herkesin merakla beklediği bu temalardan kısaca bahsetmek istiyorum. Mevsime göre baktığımızda 3 ana tema ve 4 ara tema vardı.
* Malzeme yoğunluğu
* Voluptous mutasyonlar
* Enerjik yapılar
Titreşim, baştan çıkarma, ayrım, dinlendirici etki.’’ Rigid ‘’ (katı, maddesel) olarak yaygınlaşan yapılar kumaşta farklılaşıyor ve doğanın canlı çiçeksi dokularına dönüşüyor. Kotlarda origamik desenler ortaya çıkıyor, kendi kültürümüzden izlere rastlıyoruz. Kilim, yemeniler gibi. Dokulu yüzeyler, ıslak görünümlerin yanı sıra, dantel file görünümlü kumaşlar da yerini önümüzdeki yıllara taşımaya devam ediyor. Kumaşı doğanın aktarmadı doğanın bize yansıması olarak yorumlayabiliriz aslında.