Erkek couture’de yeni nefes “Qu&Co New York”

Spread the love

Modaya dair kısa kısa…
Imaj hiçbirseydir, önemli olan sahiciliktir, bu zamanın ruhundaki en zengin yoksunluk bende varım diyebilmenin kapitalist etkisi olan; hazırcılıktı…”
Ece Cagdas , Moda Editoru & Erkek Couture Tasarımcısı.

Özel dikim denilince akla hemen o Paris St.Germain caddesinin butik, en genci 70 lerinde olan işinin ehli zanaatkar terziler geliyordu aklıma… Champs Elysees de gördüğümüz o gösterişli dükkanların gizli kahramanlarıydılar… Italya’yı; Paris kadar sık sektörel fuarlarında bulunmadığım için alışveriş ve tutku dışında iş etiklerini çok bilmesemde Valentino’nun ürün müdürüyle olan diyaloğumu mutlaka sizlere anlatacağım .. New York’ta okurken fazlasıyla italyanların olduğu bir sınıfım vardı tek olma arzuları ve işlerine verdikleri titizlik başka bir ülke vatandaşında gerçekten görmedim diyebilirim. 2010 yılında henüz öğrenciyken başladım çalışmaya. Mesleğimi kısmen besleyen ama işleyişi öğrenciliğim, D.Kaprol stajım bana çok şey katmıştı. New York’a üniversite okumaya gittiğimde 2012 yılıydı ve iş teklifi alıp kalacağımıysa hiç ummuyordum :).
New York’ta başlayan genç kurumsal hayatından Istanbul’a uzanan butik bir erkek özel dikim markası “Qu&Co New York“un kurucusu ve tasarımcı Ece Çağdaş, Konfeksiyon & Teknik dergimize samimi açıklamalarda bulundu.
Akılda kalan bir öğrenci, iş hayatında erken gelen kurumsallık ve akademik kariyer için yeni bir yola doğru sıfırdan yol almak… Her zaman bir arayış ve günün sonunda yarın için tutulan bir not defteri.. Gercekten mesleğinize aşıksınız…
Ece Cagdas : “Gercek aşkı bulana kadar kumaşlarla müşterilerle ve hocalarımla mutlu bir fildişi kulem var diyebilirim. Sevgi ve aşk çok boyutludur bir kumaşla bir insanı aynı duygu yüküyle sevebilirim, yolun sonunda kumaştan giysi çıkarırsınız ama aşk öyle midir… Çoğu zaman tıpkı divandaki gibi, sevmek adına sevmektir tam olarak yapılan… Evet, başarılı ve konuşulan bir öğrenciydim ama merakım ve enerjim tekdüzelige ve kurumsal hayata pek uygun değildi. Beni asla sabah 8 aksam 7 bir masaya oturtamazlardı. Eğer ki önüme bir kitap koymadılarsa 🙂 New York bu konuda fazlasıyla plaza kurumsallarıyla dolu hayallerini bekleten sonsuz tasarımcıyla doluydu… Ekonomik olarak biraz daha güçlenip New York’ta kendi işimi kurma hayaliyle Qu&Co New York Ozel Erkek Dikim markama gelen istek ve siparişler üzerine başladım…”

Özel bölüm
Fashion institute of Technology’de öğrencilik yıllarımın son senesinde başıma gelen ve içsel yolculuğumda kendimi keşfettiğim ufak bir Ny anısı…
Ece Cagdas : FIT’de Valentino’nun üretim müdürlüğünü 30 yıl yapmış bir hocadan ders alırken ilk defa başaramama hissi gelmişti üstüme. Ne yapsam söktüren bir hocam vardı asla unutmuyorum. Ne zamanki odasına gidip nedenini sordum, Ece çok yeteneklisin basarılısın ancak sabırsızsın meslekte sabır nefistir dedi …Italyan aksanıyla bunu anlamam fazlaca zamanımı almisti 🙂 Herkesle aynı yaptığım işlerin sökülmesi meğer sabır üzerine kurulu ufak bir oyunmuş 🙂 Italyanların tasarım ve sanattaki başarısı tesadüf değildi… Thomasso hocamın bu hayat dersiyle bir kez daha anlamıştım … Bu zaafımın üstüne New York’taki kurumsal iş teklifini henüz son senemde kabul ettim ve sabrı o 3 yıl boyunca kurumsal hayatta iyice öğrendim 🙂 Ekibimin en genci 62 yaşındaydı:)…

Markanın İstanbul’da konumlanma süreci ve sonrası…
Ece Çagdas : “Ne zaman ki üniversite hayatımı tamamlamak icin New York’a gittim aslında dünyanın yaşamın ne denli hızlı aktığını ve Türkiye’nin neden markalaşamadığını anlamam çok uzun sürmedi. İğnenin ipliğe geçirilmesini dahi bekleyemeyecek hızda yaşayan bir şehir düşünün… Dakikalık randevu veren bir iş hayatında buldum sonrasında kendimi… Downtown’da bir plazada koleksiyonumu sunmak üzere randevu aldım, ürün müdürünün verdigi randevu saati tam olarak 12.13 tu . Inanabiliyor musunuz, asistanı 12:20 de baska bir toplantısı oldugunu söylemişti… Herhalde dakikaların fonemini New York’ta anlatan en kısa hali bu sayılardı… Bu kadar kapitalist bir düzende yaratıcılık ve üretme arzum yerini satış ve tüketime bırakmıştı biranda. Calvin Klein’in Sponsor olduğu sergide bitirme projemin seçilmesi New York’ta kalmam icin bir fırsat olmuştu. 2 yılı aşkın kurumsal bir şirkette örme sektöründe çalıştıktan sonra üretimin devamında işi öğrenmek ve New York’a geri dönmek üzere Istanbul’a gelmistim. Şimdi 1 yıla yaklaşan süreyle buradayım ve işimi büyütmek adına yeni projelere başladım. 2010 yılından itibaren yaşadığım New York-Istanbul hayatımda iş hayatım dahil çok fazla tecrübem oldu. Son 3 yılın aynı şirkette kalmanın körelteceğini hissediyordum. Bazen risk almak gerekir ve ben o riski aldım. Iste Qu&Co New York Erkek Ozel Dikim Markası’nın hikayesi tam da böyle başlamıştı…”
Qu&Co New York’u hangi sosyal platformlardan takip edebiliriz?
Ece Cagdas :” Instagramda varız. “ quandcony “ Ancak kişiye özel çalıştığımız için ürünlerimizi internet sitemizden inceleyebilirsiniz. http://www.qucony.us Randevu talebinde bulunmak isterlerse ;qucony@gmail.com Benim bu noktada başlattığım butik bir couture evi anlayışım var, tasarımcı ve ölçü alan kişi olarak müşterilerimle birebir ilgileniyorum. Çoğunlukla bir mağazaya ya da trafiğe girecek zamanı olmayan iş insanlarına hizmet veriyoruz. Bu nedenle birebir müşterime gidiyoruz ve yerinde hizmet alıyorlar bizden. Sunum, ölçü prova dahil çagırıp zamanlarını almıyoruz:)”
Ne tarz kumaşlar ağırlıkta, müşterilerin çoğunlukla talepleri ve beklentileri erkek dikiminde ne doğrultuda seyrediyor?
Ece Cagdas : ”Müşteriler çoğunlukla kurumsal özel dikim cebi dahi olmayan basic ürünlere yaklaşıyor, sektörde hazır giyim gömlekleri erkek müşterileri fazla tatmin etmiyor. Markalar içinde toplamış mağazaları gezdiğinizde özel dikimin ne kadar farklı bir alanda hizmet verdiğini daha iyi anlarsınız, bu noktada sempati duyup sipariş vermek gerekiyor:) Bir süredir saf kaşmir ve alpaca yünü paltoları üzerine güzel dönüşler alıyoruz. Bir tık fiyat olarak başta soğuk gelebiliyor mağazada duran bir global markayı almak “etiket“ tabiki çekici geliyor ancak özel dikimi bilen müşteriler kumaşı kıyaslayan bir gurup var ki giydikçe teşekkür maili ve çiçekler gönderiyorlar ofise…”

Kumaşlarınızın belirli bir politikası var mı asla kullanmam dediğiniz, etiğiniz denebilecek kırmızı noktalar…
Ece Cagdas : “Kurmuş olduğum erkek özel dikim markamla şimdi Istanbul merkezli, kumaşlarım Londra, Milano ne New York’un kurumsal firmalarından birebir siparişle getirtiyorum. “Albini“, “Loro Piana“, “Eleganza Maschio“, “Lanificio Del Casentino”. Siparişe göre çalışıyorum. Türkiye’de çalıştığım önemli organik üreticiler de var. Gömlek kalitelerimde “Söktaş” gibi… Tabiki asla ve asla canlıların hayatına mal olacak hiçbir kumaş içeriğini kullanmıyorum. Tek teknik kırpmadır. Ve Alpaca yünlerinde hayvanlar kesinlikle bundan zarar görmez.
Erkek özel dikim markası, birebir ölçü ve sunum hizmeti üstüne ömür boyu garanti bu gercek mi?
Ece Cagdas: “Kesinlikle. Çünkü ürün değil hizmet satıyoruz ve ben yaptığım işi ürün değil hizmet olarak görenlerdenim. Bazen dolabınızda 50 tane ceketiniz olur ama hep aynı ceketi giymek isterseniz, biz ise hep aynı giydiğiniz ceketi yapan olmak… Dolayısıyla bunun bedeli “ömür boyu garanti“ ile sabitlememek müşterimize haksızlık olur…
Çalışma prensibiniz nasıl, birebir hizmet vermeyi biraz acabilir misiniz?
Ece Cagdas: “Daha önce fazla karşılaştıgım bir politika değil ancak zamanı çok hızlı yaşayan insanlara gidip tasarımcı olarak ölçü ve sunumu kendim yapıyorum. Osmanbey’de ufak bir atölye ile işbirliği halindeyiz. Kumaşlarım tamamen saf icerikli kaliteler, alpaca yünü, kaşmir, organik ipeği, keteni, yün, ipekli keten kaliteleri doğaya geri dönüşen tüm kaliteler bizde mevcut diyebilirim…
Bu işe yeni başlayacak olanlar için eklemek istediğiniz birsey var mı?
Ece Cagdas:” Ben bu işe her gün yeniden başlama heyecanı taşıyorum… Yeni başlamak isteyenler eğitim ya da okullar bir bitiş değil serüvenin kendisidir. Etiklerinizden ödün vermeyin, kendinizin farkında olun ama bu egoya dönmemeli diye düşünüyorum. Herkes gibi benim de bir hikayem var. Umarım birilerine ilham olacak güzel işler yapmaya devam ederim ve hayalim olan akademisyenliğe adım atarım:) Sizi büyüten ve geliştiren vardığınız yerler değil, başınıza o süreçte gelenler oluyor. Bu noktada başınıza gelen her neyse sizi beslemek adına geliyor. Inanmaktan ve mücadeleden asla vazgeçmeyin.
Bir Şaman öğretisi der ki; bütün bunlar neden benim başıma geliyor, cevabı basit… Ders siz öğrenene kadar devam eder… Hangi meslek dalından olduğunuzun çok da bir önemi yok. Dersi verirken yürüdüğünüz yollara minnet duyun ve teşekkür edin…