Pandemi sonrası iş hayatı

Spread the love

Yakın zamanda Fast Company’nin düzenlediği bir webinarda Levent Erden’i dinledim. Şöyle diyordu: Bundan sonra insanların kendisini tanıması ve hayatlarının anlamını yeniden belirlemesi gerekiyor. Bugüne kadar kariyer yapmak, otuz sene aynı şirkette yılda elli hafta çalışıp iki hafta tatil yapmak, kırk sene çalışıp altmış beşinden sonra üç kuruş maaşla rahat edebilmek gibi “havuç” ların artık hiçbir anlamı olmadığı çıktı piyasaya. Dolayısıyla bundan sonra hiç kimsenin kariyer merdivenlerini teker teker tırmanıp tepelere ulaşmak gibi bir hayalinin olmayacağını garanti edebiliriz. Bence pandemi bittiğinde eski düzene dönmek isteyen iş dünyasının yüzleşmesi ve çözüm üretmesi gereken en büyük, problem demeyeceğim, durum bu.

İşlerin ofise gitmeden de yürüdüğünü, artan zamanı kendisine ve sevdiklerine ayırabildiğini deneyimleyen insanı bundan sonra Erden’in bahsettiği, kimin kurguladığı bilinmeyen bu yaşam döngüsüne döndürmek gerçekten imkansız. Dolayısıyla çözümlerin de konuşulduğu bu webinardaki cümleleri yazmak yerine linkini aşağıya bırakıyorum:

https://www.youtube.com/watch?v=oWx1-lPA00g

Geri dönüşüm

Geri dönüşüm konusu yüksek sesle konuşulmaya başladığında bunun yeni bir pazarlama taktiği olduğunu söylemiştim. Çıkış noktam şuydu: Bırakın pet şişelerin dönüşümünden yapılmış bir giysiyi satın almayı, polyester dahi satın almayı reddeden tüketiciyi nasıl ikna edeceksiniz? Nitekim bu konuda aykırı sesleri daha fazla duymaya başladık. Bir her gün tekrar tekrar üretilen ve sonra çöpe atılan geri dönüştürülebilir madde miktarını düşünün, bir de bunları tekrar kullanılabilir hale getirmek için var olan kapasiteyi ve enerjiyi düşünün. Okyanusta bir damla değil mi? Sizce de sürdürülebilirlik diye pompalanan şeyler sorunun kökenine inmek yerine tercih edilen pansuman çözümler değil mi? Okyanustan bahsedince, işin vahametini gösteren bir bilimsel çalışmanın linkini aşağıda bulabilirsiniz:

https://www.nature.com/articles/s41467-020-20347-1?utm_medium=affiliate&utm_source=commission_junction&utm_campaign=3_nsn6445_deeplink_PID100095187&utm_content=deeplink

Sürdürülebilirlik yerine adaptasyon kavramını daha fazla öne çıkarmak gerektiğini düşünüyorum. Bana göre sektörümüz açısından sürdürülebilirlik hedefi her insana, vücut ölçülerine uygun, mizacını ve görünüşünü tamamlayan renklerden oluşmuş, doğal liflerden yapılmış ve yıllarca giyilebilecek nitelikte giysileri tedarik edecek sistemleri kurgulamak olmalı. Bu düşüncede yalnız olmadığımı gösteren, bugün tesadüfen rastladığım bir markanın web sitesini aşağıda paylaşıyorum. Bence hiç fena bir başlangıç değil ve geri dönüşümden çok daha anlamlı.

https://en.asphalte.com