“Ekonomideki toparlanma, üretim ve istihdama bağlı”

Spread the love

Tekstil ve hazır giyim, Türkiye’nin üretim, istihdam ve ihracatta öncü, dış ticaret fazlasıyla ülke ekonomisine en fazla katkı sağlayan sektörü. Bu gerçekliğe dikkat çeken Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (MHGF) koronavirüs salgını sonrası zincir mağazalarının kapanması ve Avrupa’dan siparişlerin iptal edilmesiyle çarkların durma noktasına geldiğini belirterek, kriz sonrası ekonomide toparlanma için üretim ve istihdamın korunması gerektiği söyledi.

Tekstil ve hazır giyimin, Türkiye’nin öz kaynağı ile dönen ve gerçek anlamda ihracatta birinci sektörü olduğunu vurgulayan MHGF Yönetim Kurulu Başkanı, deri, deri konfeksiyon ve ayakkabıyı da dahil ettiğimizde 30 milyar Dolar’lık ihracat gerçekleştirildiğini belirtti. Dış ticarette öncü olmasının dışında en büyük özelliklerinden birinin istihdam yoğunluğu olduğunu söyleyen Öztürk, “Çin’den çıkarak dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, en büyük pazarımız olan Avrupa başta olmak üzere küresel ölçekte bir OHAL’e neden oldu. Türkiye genelinde 30 üye dernek ve bunlara bağlı 9 bin 300’ün üzerinde firmayı temsil ediyoruz ve kriz sonrası telekonferans ile toplantılar yaparak bölgelerdeki başkanlarımızın görüşlerini alıyoruz. Gıda, sağlık ve lojistik dışında tüm sektörler adeta durma noktasına geldi. Ulusal ve küresel zincirlerin mağazalarının kapanması nedeniyle önce yüzde 50 kapasitelere düşen tekstil ve hazır giyim firmalarının büyük çoğunluğu üretimi durdurdu” diye konuştu.

“VİRÜS BİTSE DE, EKONOMİK ETKİLERİ HEMEN BİTMEYECEK”

Ülkemizin istihdamı ve ihracatında bu denli öneme sahip tekstil ve hazır giyim sektörünün desteklenmesinin önemine değinen MHGF Başkanı, “Koronavirüs salgını sonrası ekonomimizin hızla toparlanması açısından sektörümüzün ayakta ve güçlü olması büyük önem taşıyor. Hükümetimizin sağlık alanında aldığı önlemleri destekliyor ve takdir ediyoruz. Ekonomik olarak da bu çok özel durumda, olağanüstü kararlar almalı ve hızla uygulamalıyız. Uzmanların öngörülerine göre virüsün etkisini yitirmesi nisan sonu ya da mayıs ortasını bulacak. Ama virüsün etkisi bu tarihlerde bittikten sonra, ekonomik etkileri hemen bitmeyecek. Şimdiden ekonomi başta olmak üzere her alanda kendimizi yeni aksiyonlara hazır hale getirmemiz gerekiyor” dedi.  Süreç içinde tedarik zincirlerinde kırılmalar olduğunu da belirten Öztürk, firmalar arasında ödemelerden kaynaklı sıkıntıların daha şimdiden başladığını, kadrolarda değişiklik olacağını, mevcut yapıyı koruyamayacaklarını da ilave ediyor. Hammadde tarafında da başta Çin ve Uzakdoğu olmak üzere dışarıya bağımlılığımızın da söz konu olduğunu söyleyen MHGF Başkanı Hüseyin Öztürk, “Bu krizden herkesin ciddi bir ders çıkarması gerekiyor. Güçlü ve zayıf yönlerimizi, kriz sonrası günlük ve ekonomik yaşamımızı sürdürülebilmemiz için yapılması gerekenleri gözden geçirmemiz gerek. Çok fazla olan avantajlı yanlarımızı bugünden iyi hazırlar, bir eylem planı ile koruma tedbirlerini alırsak bunun üstesinden gelebiliriz. Bilim kurulu koronavirüs ile ilgili sağlık konusunda nasıl karar alıyor ve hızla uygulamaya konuluyorsa aynı şeyi ekonomide yapmalıyız. Ekonomide toparlanma için üretim ve istihdamın korunması şart” diye konuştu. Koronavirüs salgınının dört başlığı olduğunu söyleyen Hüseyin Öztürk, hastalık ve ekonomi dışında işin psikoloji ve sosyal boyutunun da olduğuna dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“KONUNUN; SAĞLIK, EKONOMİK, PSİKOLOJİK VE TOPLUMSAL BOYUTLARI VAR”

“Ülke olarak konunun diğer boyutlarına da kendimizi hazırlamamız gerekiyor. Bütün ilişkilerimizi, iş ağımızı da sağlıklı yürütmeliyiz. Toplumun ruh sağlığının normale dönmesi ve iş kayıplarıyla yaşanabilecek sosyal gerçeği göz önünde bulundurmalı, önlemler almalıyız. Dolayısıyla krizde sadece kamu, sektör ya da çalışan değil, herkesin bu konuda sorumluluk alması lazım. Koronavirüsü ile sağlık boyutunda mücadele ederken nasıl özel hastaneler de kapsamaya alındıysa ortak hareket etme noktasında özel bankaların da kamu bankaları gibi bir anlayışla hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ekonomide toparlanma için üretim ve istihdamın korunması ve bu yönde kurtarıcı önlemler alınması hayati önem taşıyor. Ülke olarak potansiyelimiz çok yüksek. Ancak bunu bugün alacağımız koruma tedbirleriyle kriz sonrasına taşırsak bu potansiyelimizi daha iyi değerlendirmiş oluruz.”