Serkon Makina’dan teknolojik yatırım

Spread the love

Firma olarak Ar-Ge yatırımlarına önem verdiklerini vurgulayan Serkon Tekstil Makina ve Ekipmanları firma sahibi İzzet Savaş, Ar-Ge alanında yapacağınız yatırımlar, piyasadan gelen ihtiyaçları karşılama oranınızı da artıracaktır. Bu kapsamda şirketler için rekabet edebilmenin ön koşulu Ar-Ge çalışmalarından geçiyor” dedi.

Teknoloji yatırımlarıyla donattığı üretim tesisinde, tekstil imalatçılarının öncelikli ihtiyacı olan otomatik kesim makinaları, kumaş serim makinaları ve kumaş kontrol makinaları üreten Serkon Makina, müşterilerine ve Türk imalat endüstrisine yıllardır güven sunuyor. Şirketler için rekabet edebilmenin ön koşulunun Ar-Ge çalışmalarından geçtiğini belirten Serkon Tekstil Makina ve Ekipmanları firma sahibi İzzet Savaş, yeni yapılanma ve çalışmaları hakkında sorularımızı cevaplandırdı.

Birkaç cümle ile Serkon Makina’yı nasıl tanımlarsınız?

“2000 yılından beri tekstil sektörüne makineler üretiyoruz. Firma olarak Ar-Ge yatırımlarına önem veriyoruz ve Türkiye’de üretilmeyen tam otomatik kumaş kesim makinelerinin (CNC Cutter) piyasada tek üreticisiyiz.  Üretimlerimizde önceliğimiz rakipsiz ürünler yapmak. Piyasada farklılık oluşturan makinelerin üretimlerine ağırlık veriyoruz. İnovatif ve özgün ürünler piyasada her zaman yer bulacaktır. Üretim süreçlerinde tercihimiz kaliteli ürünleri orta düzey fiyatlarla pazara sunmak. Bu durum hem firmanızın büyümesini sürdürülebilir kılarken, hem de rekabet koşullarında daha aktif bir şekilde yer almanızın önünü açıyor. Ar-Ge alanında yapacağınız yatırımlar, piyasadan gelen ihtiyaçları karşılama oranınız da artıracak. Bu kapsamda şirketler için rekabet edebilmenin ön koşulu Ar-Ge çalışmalarından geçiyor.”
Yeni yerinizdeki çalışmalar ve yenilikler hakkında neler söylemek istersiniz?
“Burası, on bin metrekare kapalı alanda üretimimizi gerçekleştirdiğimiz yeni imalat ve yönetim merkezimizdir. Şu an için burası, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük entegre tesisidir. Yani bizim yaptığımız işle ilgili Avrupa’nın en büyük entegre tesisi burasıdır. Ben İtalya, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde de üretim yapılan tesisleri biliyorum ve bu üretim sahasına sahip olmak, Türkiye adına da güzel bir gelişme. Binamızda, bir katı sadece Ar-Ge’ye ayırdık, orayı ar-ge katı yaptık. Yeniliklere ve araştırma çalışmalarına verdiğimiz değerin küçük bir göstergesi olan bu fikir bile başlı başına bir değer içeriyor. Dünya pazarlarına yenilikler sunmaya gayret edeceğiz. Böyle bir planımız var. Sektörle ilgili çok büyük bir çalışmamız var, yavaş yavaş lanse etmeye başladık ama tam olarak piyasanın karşısına çıkmak için biraz daha bekleyeceğiz. Yeni yerimizde tam kapasite ile çalışmaya devam ediyoruz. Bir sene on beş aydır bu yeni yerimizde çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve burada yüz civarı sayıda bir istihdam yoğunluğumuz var.”

İhracat çalışmalarınızı kısaca değerlendirir misiniz?
“Her kıtada bizim makinalarımız var. Makinalarımızın çalışmadığı bir kıta yok diyebilirim. Hemen hemen yüz ülkeye ihracat yapıyoruz. Birebir satışımızın dışında bayi satışlarımız da mevcuttur.”

Sizi diğer firmalardan farklı kılan çalışmalarınız nelerdir?

“Bizim için en önemli konu, bir Türk markası olarak dünyadaki bilinilirliğimizi artırmaktır. İkincisi de, Türkiye’deki ve dünyadaki tüm müşterilerimizin müşteri memnuniyetlerini sağlamaktır. Bunun için de çok çabalıyoruz, makinalarımızı yeniliyoruz, teknolojik yatırımlarımızı artırıyoruz. Bu konudaki yeterliliğimizi de yaptığımız gizli müşteri memnuniyeti araştırmalarımızla sürekli kontrol ediyoruz. Yaptığımız bu araştırmalar neticesinde hemen hemen yüzde doksan dokuzlarda bir memnuniyet oranı elde ediyoruz. Bu da çok ciddi bir seviyedir. Bazı eksikliklerimizin olduğunu da kabul ediyorum ama son üç senede müşteri memnuniyeti odaklı çalışmalarımıza çok değer veriyoruz. Bizim en büyük reklamımız sattığımız makinamızdır. Her geçen yıl artan kalitemiz var, tabii bu arada rekabet de artıyor. Orada ürün çeşitliliğini artırmanın zorunluluğu ortaya çıkıyor, bizim yeni ürünlerimiz de var. Doğuya olan yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Elazığ’daki teknoparkta da yerimizi açtık. Önce oranın bir araştırmasını yaptık, Elazığ Fırat Üniversitesi’nin bilgisayar bölümü dolayısıyla istihdamda zorluk çekmiyoruz. Orada doğup büyümüş arkadaşlar var, yazılım şirketimizin tüm ar-ge çalışmalarını orada gerçekleştiriyoruz. Yazılımsal çalışmalar için yeni projeleri de orda geliştiriyoruz. Kendi sektörümüzde, bir teknoparkta Ar-Ge yatırımı olan ilk ve tek firmayız.”

Pandeminin üretim kapasiteniz üzerindeki etkilerini kısaca değerlendirir misiniz?

“Bu zaman diliminde, ilk iki buçuk üç ay gibi bir süre ciddi sıkıntı yaşadık. İşte o süreçte çalışanlarımızı izne ayırmak durumunda kaldık. Çalışmalarımızı daha iyi hale getirmek için yeni çabaların içine girdik. Yurtdışı satışlarımız olumsuz etkilendi ama piyasanın genelinde de bu sıkıntılar görüldü maalesef ama şu an her şey daha iyi olmaya başladı. Umutsuz değilim, umutsuz olmak bize yakışmaz çünkü bu kadar çalışanımız var ve onları yüzüstü bırakamam. Eskilerin doğru bir sözü var, “yağmur yağarsa herkes ıslanır”. Bu piyasada sadece biz yokuz, başka firmaların da çalışmaları var. Bugünlerin, geride kalan pandemi sürecinden daha olumlu olduğunu, işlerimizde bir yoğunluk olduğunu söyleyebilirim.”

Konfeksiyon sektörüne sağladığınız çözümlerden bahseder misiniz?
Biz makinalarımızın yazılımlarını kendimiz yapıyoruz. Bunları zamanla patentli hale getiriyoruz. Ayrıca, dikiş makinaları özelinde verimlilikle ilgili bir otomasyon sistemimiz var. Ülkemizde ve dünyada yaklaşık on bin makinaya şimdiden bu sistemi kurduk. Bu çalışmaları yeni yeni gerçekleştirdik ve konfeksiyon sektörüne de bunlar sayesinde girmiş olduk. Dikiş makinası yapmıyoruz. Biz, firmaların verimliliğe en çok nerede ihtiyaçları olduğuna bakıyoruz ve konfeksiyon firmalarında buna en çok dikim hatlarında ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Kesimhane otomasyonunda en son geliştirdiğimiz sistemle endüstri 4.0’ı yakalamış durumdayız. Serim makinaları kendi aralarında bütün dataları paylaşabiliyor, sisteme verebiliyor. Günde kaç pastal attığı, ne kadar çalıştığı, verimlilik hesabı hepsini verebiliyoruz. Bununla alakalı olarak yaptığımız bir çalışmada, dikiş makinalarının kontrolüyle ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu gördük. Yazılımcılarımızla yeni bir cihaz geliştirdik. Personele ihtiyaç olmadan, yapay zeka ile dikişi makinasıyla konuşan bir cihaz hazırladık ve bununla da ciddi bir yol aldık, on bine yakın makinaya bu cihazı bağladık ve halihazırda Türkiye’nin önemli firmaları da bu cihazı kullanıyor.”

#Serkonmakina #otomatikkesimmakinaları #kumaşserimmakinaları #kumaşkontrolmakinaları #hazırgiyim #konfeksiyon #yatırım #üretim #tekstil #Ar-Ge #teknoloji #ihracat #CNCCutter